AMACIM ÜZÜM YEMEK / Köşe Yazısı -

 

 

Siyaset niçin yapılır? Sorusuna hakkıyla cevap vermek ve verilen cevabın gereğini yerine getirmek siyasetçilerin vazifelerinden biri olsa gerek. Siyaset işi yapan her siyasetçinin bu soruya vereceği ortak cevaplar olduğu gibi, farklı cevapları da olacaktır. Zaten bu farklılıklar arası bir yarış söz konusudur.

Siyaset yapanlar bazen kendilerini o kadar çok bu işe kaptırıyorlar ki, kazanmak için maalesef yanlış yollara sapabiliyorlar.

 

Siyasete gölge düşürecek söz ve davranışlar kaliteyi düşürmekte, siyasete gölge düşürmektedir. Bunun için kınayıcının kınamasından çok, istikametinin doğruluğuna bakmak gerekir.

Siyasette temel ilkeler olmalı. Günden güne, bölgeden bölgeye değişmeyecek olan. Önceliklerin belirlenmesinde temel kriterler insan odaklı olmalı.

 

Yapacağın görüşmeleri değer eksenli yapmalısın. Adalet ve hakkaniyetin olmadığı her görüşme seni doğrulardan uzaklaştırır. Kazanmak için asla her şeyi mubah gören anlayışı kabul etmemelisin. Daha anlatabileceğimiz bir çok şey var, istikametini doğruya döndürene. Ancak doğruyu bulabilmek mesele.

 

Bugünkü siyasetçileri Hazreti Ömer, siyaset anlayışlarını Hazreti Ali’nin siyaseti ile kıyasa gitmek bizi doğru sonuca götürmeyecektir. Var olan siyaseti din, temsilcisini de peygamber değilse bile Halife gibi görmek gömleği ilk düğmesinden yanlış iliklemek olacaktır. Bu yanlışla başlayanlar karşısındakini yezit, Ebu Cehil, Firavun, Nemrut olarak görme yanlışına düşerler. Özellikle yerel seçimler için bu tür polemikler, ölümcül sonuçlara sebep olabilir. Toplumsal barış için yapıldığı söylenen siyaset, toplumsal ayrışmaya sebebiyet verir.

 

Böyle bir zamanda yapılan siyasi yarışmaları, iman meselesi haline getirmek yerine, hizmet anlayışı, proje yarışı ve bireysel özellikler bağlamında ele almak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.

Kendi duruşumuzu bu kriterler çerçevesinde değerlendiriyoruz. Desteklediğim aday olan Engin Akel’in hizmet anlayışı, projeleri, kişisel özellikleri benim onun yanında olmam için yeterli. En büyük rakibi olarak görülen kişiyi kendi seçim merkezinde ziyaret eden bir anlayış benim kitabımda övgüyü hak eder.

 

Bununla beraber geçmiş yıllarda da adayın liyakatine göre başka partilerden adaylara oy vermişliğim vardır , misal 1999'da Demokratik partiden aday olan Veteriner, İş adamı Sırrı Öztürk için çalıştım, yine Hadep'ten 2004 yılında Adana da ikamet eden Kahtalı bir doktor olan Halil Bardakçı'ya oy verdim zira Kahta'ya hizmet getireceklerine inandım.

Kim Kâhta'ya hizmet eder istihdama yönelik yatırımlar yaparsa benim adamım odur.

 

Ben meseleyi bu bağlamıyla değerlendiriyorum. Diğer belediye başkan adaylarını yerme gibi bir anlayış benden uzaktır. İlk kez böylesine liyakatli, aydın bir adam varken, onu yalnız bırakmayı kendime yakıştırmıyorum. Mesele bu kadar basit sevgili dostlarım.




Bu yazı toplam defa okunmuştur