İnsanın Güç ve Para Karşısındaki Değişimi: Bir İmtihan Meselesi / Köşe Yazısı -
MehmetGüzel
Hayatın doğal akışı içinde tanıdığımız dostlarımız, arkadaşlarımız ya da komşularımız, güç ve para ile imtihan edilmeden önce daha “bizden” ve daha anlaşılır bir karakter sergiler. Fakat ne zaman ki bu kişiler ellerine güç veya para geçirir, o tanıdığımız insanların yerini bambaşka biri alır. Sanki eski kişi kaybolmuş, yerine yabancı birisi gelmiştir. Bu değişim, tıpkı bir şarkının mısraları gibi belirgin bir geçiş gösterir: “O eski halinden eser yok şimdi.”
Bu değişim sadece bireysel düzeyde değil, siyasi bağlamda da gözlemlenir. İnsanlar bir siyasi pozisyona gelmeden önce halkın içindendir, istişareye ve ortak akla önem verdiklerini ifade ederler. Ancak ne zaman ki siyasi erk ellerine geçer, o eski dostane yaklaşımlar yerini “ben bilirim” diyen bir otoriteye bırakır. Dün sizinle aynı masada oturup “birlikte hareket edeceğiz” diyen kişi, bugün “sen değiştin” suçlamasında bulunur. Çünkü siyasetçi, haksızken bile haklı olmayı öğrenir ve zamanla eleştirdiği şeylere dönüşür.
Aynı durum, maddi zenginlik için de geçerlidir. Paran yokken, başkalarının cimriliğini eleştirmek kolaydır. Cömertlik hakkında ahkam kesmek ya da başkalarının hatalarını göstermek oldukça konforludur. Ancak ne zaman ki eline para geçer ve zenginleşirsin, geçmişte eleştirdiğin kişileri aratır hale gelmen işten bile değildir. Cimriliği eleştirirken, fark etmeden onun bir yansıması olursun.
İmtihan ve İnsan Doğası
Bu durum bize önemli bir gerçeği hatırlatıyor: İnsan, sınanmadığı bir konuda iddialı konuşmamalıdır. Çünkü gücün ve paranın insan karakteri üzerindeki etkisi, sadece teoride anlaşılabilecek bir durum değildir. Bu bir sınavdır ve bu sınavı yaşayanlar çoğunlukla kınadıkları şeylere yenik düşerler. Büyük düşünürlerin dediği gibi: “Güç, insanın gerçek karakterini ortaya çıkarır.”
Geniş Perspektiften Değerlendirme
1. Sosyolojik Boyut: Para ve güç, bireyin sosyal statüsünü değiştirir. İnsanlar güç sahibi olanları ya da zenginleri daha fazla dikkate alır ve bu, kişinin özgüvenini artırır. Ancak bu özgüven, kibirle yer değiştirdiğinde, kişinin sosyal ilişkilerini zedeler.
2. Psikolojik Boyut: Para ve güç, bireyin kendi değer algısını değiştirir. Bu durum, kişinin özsaygısının doğal kaynaklardan (örneğin, ahlaki değerlerden) koparak dışsal kaynaklara (örneğin, maddi zenginlik ya da otoriteye) bağlanmasına neden olur. Bu da içsel çatışmalara yol açabilir.
3. Ahlaki Boyut: Güç ve para, ahlaki sınavlardır. İnsanın zenginliğe ya da otoriteye eriştiğinde, daha önce eleştirdiği davranışlara düşmesi, kendi değer sisteminin tutarlılığını sorgulamasına yol açar. Bu nedenle, kişinin gücünü ve parasını nasıl kullandığı, onun ahlaki olgunluğunun en önemli göstergesidir.
4. Dini Perspektif: İslam’da ve diğer birçok dinde, güç ve para büyük birer imtihan olarak görülür. İslam’da Hz. Muhammed’in (sav) şu hadisi bu durumu çok iyi özetler: “İnsanın ayakları kıyamet günü şu dört soruya cevap vermedikçe yerinden ayrılamaz: Ömrünü nasıl geçirdiği, ilmiyle ne yaptığı, malını nereden kazanıp nereye harcadığı ve bedenini nerede yıprattığı.”
Sonuç olarak, güç ve para karşısında insanın değişimi, hem bireysel hem de toplumsal bir gerçektir. Bu değişim, kişinin karakterindeki zaafları ortaya çıkarırken, aynı zamanda kişinin kendi benliğiyle yüzleşmesine de vesile olabilir. Asıl önemli olan, bu tür durumlara düşmeden önce kendimizi bu imtihana hazırlamak ve ahlakî değerlerimize sıkı sıkıya bağlı kalmaktır. Öyle ki, sınanmadığımız bir konuda hüküm vermek yerine, “Allah beni böyle bir sınavdan geçirmesin” diyerek tevazu göstermeliyiz.