Deniz: Sorunlara Duyarsız, Çözüm Önerilerine Kayıtsız Kalınması Asla Kabul Edilemez

Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi yeni eğitim öğretim yılının ilk divan kurulu toplantısını gerçekleştirdi.

Deniz: Sorunlara Duyarsız, Çözüm Önerilerine Kayıtsız Kalınması Asla Kabul Edilemez

 

 

 

Kahta İlçe Temsilciliğinin ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda 5. Dönem Toplu Sözleşme süreci ve sonrasına ilişkin değerlendirmeler, yeni eğitim-öğretim dönemde yapılacak çalışmalar ve gündemdeki diğer konular hakkında istişarelerde bulunuldu.

-"EVLATLARINA KAVUŞMA ÖZLEMLERİNİ SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ"

Toplantıda konuşan Eğitim -Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Ali Deniz, Diyarbakır’da evlatları nöbet tutan annelere değinerek, “Terör örgütlerine ve uzantılarına karşı cesaretle durarak evlatlarını terörün pençesinden kurtarmak için eylem başlatan annelerin isyanını, yüreklerinden kopan haykırışlarını ve evlatlarına kavuşma özlemlerini sonuna kadar destekliyoruz. Toplumun tüm kesimleri, bu anaların feryatlarına kulak vermeli, dertlerine tercüman olmalı, haklı davalarına sahip çıkmalı; analar-babalar evlatlarına, evlatlar özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.” dedi.

Yerel seçimlerin ardından işten çıkarılan çalışanlar hakkında değerlendirmede bulunan Deniz, “Bazı belediyelerdeki kamu çalışanlarına yönelik işten çıkarma, görevden alma, sözleşmesini sona erdirme, sürgün ve görev tanımlarına aykırı faaliyetlerde bulunmaya zorlama şeklindeki emeği ve emekçinin haklarını ayaklar altına alan uygulamalara karşı haklarını arayan bütün emekçileri selamlıyor, haklı davalarına olan desteğimizi kamuoyuyla paylaşıyor; sorumlulardan hesap sorulması çağrısında bulunuyoruz.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde zaman içerisinde bazı boşluklar oluştuğunu, yönetsel anlamda bazı aksaklıklar meydana geldiğini, bazı politika üretme ve sorun çözme makamlarının atıl kaldığını belirten Deniz, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin daha işlevsel hâle gelmesi ve milletin ihtiyaç duyduğu pozitif sonuçları üretmesi için kamu idaresinde gerekli ve zorunlu görülen kurumsal değişimler bir an önce tamamlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

5. dönem toplu sözleşme görüşmeleri hakkında konuşan Ali Deniz, “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun, kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük hakları ve çalışma şartlarından kaynaklanan sorunlarının toplu pazarlık masasında çözümü konusunda yetersiz kaldığı görülmüştür. Kamu görevlileri sendikacılığının, toplu sözleşme süreci, yasası, masası, kapsamı ve kazanımları bakımından sendikacılığın ideal ölçütleriyle örtüştürülecek nitelikte, akıtılan terle uyumlu hâle getirilmesi, mevcut kanunun değişmesi için mücadele edeceğiz.” dedi.

-“SORUNLARA DUYARSIZ, ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE KAYITSIZ KALINMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ”

Ali Deniz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Uzlaşmazlıkla sona eren 5. Dönem Toplu Sözleşme pazarlık sürecinde bir milyonu aşkın eğitim çalışanının haklı beklentilerinin, alın terinin karşılığı taleplerinin kamu işverenince karşılanması bir yana üzerinde durulmadan geçiştirilmesi, sorunlara duyarsız, çözüm önerilerine kayıtsız kalınması asla kabul edilemez. Üzerinde uzlaşılan konuların geçmişteki toplu pazarlık pratiği görmezden gelinerek tek taraflı bir tespit tutanağıyla yok sayılması; eğitim çalışanlarının sayısal çoğunluğunun ve varlığının toplumsal bir güç yerine bir yük olarak görülmesi, eğitim çalışanları adına esef verici, çalışma hayatının geleceği açısından ise kaygı vericidir.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun hakemlik sürecindeki tutum, tavır ve kararları, kurulun varlığını, yapısını, meşruiyetini ve özerkliğini kamu görevlileri nezdinde tartışmaya açmış; kurul kendini kamu işvereninin noteri konumuna düşürmüştür.

3600 ek göstergeyle ilgili verilen sözlerin, icraya dair belgelerde yer alan taahhütlerin gereği bir an evvel yerine getirilmelidir. Ek gösterge düzenlemesi, meslek grupları bazlı değil, memnuniyet katsayısını artıracak, kamu görevlilerinin tamamını kapsayacak şekilde yapılmalıdır.

FETÖ/PDY ile mücadele sürecinde asılsız, haksız ve mesnetsiz itham ve iftiralara maruz bırakıldığı adli ve idari soruşturma raporları ve mahkeme kararlarıyla ortaya çıkan kamu görevlileri, eski kadro ve görevlerine iade edilmeli, uğratılmış oldukları hak kayıpları ve mağduriyetler giderilmelidir."

Millî Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde belirlenen hedeflerin somut eylem adımlarına dönüşmesi gerektiğini ifade eden Deniz, "Bakanlığın, eğitim hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir politikalar geliştirebilmesi için eğitimin paydaşlarıyla istişare hâlinde olması, sorunların çözümünü sahadaki uygulayıcılarla bulmaya çalışması neticesinde gerçekleşecek hedefin ve değişimin kalıcı hâle geleceği gerçeği görülmelidir. Kamu hizmetlerinin verimli ve etkin bir şekilde yürütülmesine hiçbir katkıda bulunmayan sözleşmeli istihdam uygulamasına son verilmeli; eğitim çalışanları açısından başta aile bütünlüğü olmak üzere, birçok soruna ve hak kaybına yol açan sözleşmelilik sona erdirilerek sözleşmeli personel kadroya geçirilmelidir. Kadro hakkı verilinceye kadar, başta atama ve yer değiştirme hakları olmak üzere, kadrolu kamu personeline tanınan tüm haklar tanınmalı, aynı işi yapanlar aynı haklara sahip olmalıdır. Kamu görevlileri ücretli, sözleşmeli gibi farklı istihdam türlerine mecbur bırakılmamalı, kamu hizmetleri kadrolu kamu görevlileri eliyle yürütülmelidir."dedi.

Deniz, şöyle devam etti:

"Millî Eğitim Bakanlığı’nın iş yoğunluğunun büyük bir kısmını eğitim politikalarından ziyade personel iş ve işlemlerine hasretmek zorunda kalmasının sebebi, sürdürülebilir bir atama ve yer değiştirme politikası izlememesidir. Bakanlığın kaynaklarını ve enerjisini eğitim-öğretimin niteliğinin artırılmasına tam olarak yöneltebilmesi için atama ve yer değişikliği konusunda, “Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Süreci: Tespitler ve Bir Model Önerisi” odak analizimizde ortaya koyduğumuz gerçekler ışığında eğitim çalışanlarının taleplerini azami ölçüde karşılayan, mağduriyetleri önleyen, adil ve sürdürülebilir bir atama ve yer değiştirme politikası tesis edilmelidir. Halen ikinci görev statüsünde devam ettirilen eğitim kurumu yöneticiliği; sendikamızın “Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer” raporunda tanımladığı, Bakanlığın da 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde betimlediği şekliyle profesyonel meslek statüsüne kavuşturulmalı, kazanılmış haklar korunarak liyakat ve mesleki ilerleme ekseninde kurgulanmalıdır. İnsana saygının giderek azaldığı, temel insan haklarını çiğnemenin sıradanlaştığı dünyamızda, şiddet sarmalının korkutucu boyutlara ulaşması, eğitim süreçlerine sıçraması ve eğitimin paydaşları arasında vuku bulması geldiğimiz noktayı net olarak göstermektedir.  Geride bıraktığımız yıllarda birçok eğitimci arkadaşımızın kurbanı ve mağduru olduğu şiddet illetinin önlenmesi için caydırıcı tedbirler alınmalı, Bakanlık bu konuda öncü rol üstlenmelidir."

Eğitim sisteminin verimliliği, niteliği ve sürekliği konusunda fedakârca emek veren, büyük rol üstlenen, eğitim hizmetinin ayrılmaz parçası hizmetli, memur, şeflerimiz başta olmak üzere, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı personelinin alın terinin karşılığı olarak mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılması gerektiğini vurgulayan Deniz, "Eğitim-Bir-Sen olarak, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü, özlük haklarının korunması ve geliştirilmesi konusundaki mücadelemizi her platformda sürdüreceğiz. Üyemiz, ülkemiz ve milletimiz için çalışmaya, üretmeye; haktan ve haklıdan yana olmaya ilk günkü kararlılıkla devam edeceğiz. Farklı kıtalarda iş birliği yaptığımız eğitim sendikalarıyla birlikte emeğin değerinin tüm dünyada artması için ortak çalışmalarımızı artıracağız. Dünyanın neresinde olursa olsun zulmü ve zalimi lanetlemeye, mazlumdan yana olmaya devam edeceğiz.

Talep ve çağrılarımız karşılıksız bırakılmamalıdır. Adaletin ve barışın hâkim olduğu bir dünya için, daha nitelikli bir kamu hizmeti yürütülmesi için, emekçilerin alın terinin karşılığını almak için verdikleri mücadelenin sınırlarının genişletilmesi için, daha verimli bir eğitim sistemi için bu taleplerimizin karşılanması, çağrılarımızın karşılık bulması geleceğimiz adına elzemdir.”şeklinde ifade etti.

 












Bu yazı toplam 565 defa okunmuştur