Ulubey: Adalet Bir Gün Herkese Lazım Olur

Gazetesi-Siyasetci Fatma Ulubey, “Siyasetin emrinde bir yargının ülkeyi felakete sürükleyeceğini bilmek için müneccim olmaya gerek yok.”dedi.

Ulubey: Adalet Bir Gün Herkese Lazım Olur

 

 

 

Ulubey, yazılı açıklamasında, Türkiye’de son yıllarda haksız suçlamalarla yaşanan gözaltı ve tutuklamaların gerçekleştiğine değinerek, “Adalet bir gün herkese lazım olur.”dedi.

Hak, hukuk, adalet ve vicdan kavramlarının insanların uğruna büyük mücadele ettiği, hatta büyük bedeller ödediği kavramlar ve kurallar bütünü olduğunu vurgulayan Ulubey, “Vicdan duygumuz bizi insan yapan özelliğimizdir. Hak, hukuk, adalet uygulanırken vicdanı da elden bırakmamak gerektiğini düşünüyorum.”şeklinde ifade etti.

-"ŞUANDA YAŞADIKLARIMIZI GÖRMEZLİKTEN GELEMEYİZ"

Ulubey, açıklamasına şöyle devam etti:

“Ülkemizde son yıllarda yaşanan haksızlıkları hatırlayın bakalım; insanlar Ergenekonla suçlandı, Sarıkız, Yakamoz, Ayışığı, Merdiven adı altında yapılan operasyonlarla bazı yandaş gazetelerin hedef gösterdiği kişileri diğer gün dalga dalga gözaltılar yaparak tutuklamalar gerçekleşti. Biz o günde yapılanların hukuka, adalete ve vicdana uygun olmadığını gerek yazılarımızda ve katıldığımız platformlar hep vurgu yaptık. Hatırlarlarsanız Kuddusi Okkır güya Ergenekon’un kasası diye biliniyordu. Hapisanede akciğer hastalığına yakalandı ve öldüğünde parasının olmadığı anlaşıldı. Hatta ailesi cenazesini götürmekte zorlandı. Emekli komutanlar, gazeteciler, iş adamları, bilim insanları, yazarlar, çizerler yaftalandılar, kimi bu durumu gururuna yedirmedi hayatına son verdi. Duayen gazeteci Sn. İlhan Selçuk'un Ergenekon'la ne ilgisi vardı? İlhan Selçuk, silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticisi olma iddiasıyla gözaltına alındı.

ProfDr. Sn. Türkan Saylan bir doktordu. Hayatı boyunca cüzzam hastalarını tedavi etmek için uğraşmıştı. Cüzzamı tarihe gömen bilim insanı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin kurucusuydu. Binlerce kız çocuğuna umut kapısı olmuştu. Kanser tedavisi gören Saylan, baskından 1 ay sonra vefat etti. Suçsuzluğu anlaşıldı fakat kendisi göremedi. Bu haksızlığı yaşatanlar hesap verdi mi ? Tabiki hayır.

İddianamesi tamamlanmadığı için suçlarını bilmeden ölenler olduğunu dile getiren Ulubey, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz'e zırhlı araç tahsis edildiğini vurgulayarak, “Daha sonra Fetö terör örgütüyle bağlantısı ortaya çıktı. Peki hesap verdi mi ? olan masum insanlara oldu. Bunca haksız yaşanmışlıklardan sonra şimdi ne değişti ki, dediğinizi duyar gibiyim. Şu anda yaşadıklarımızı görmezlikten gelemeyiz."

-"HUKUK DEVLETİN TOPLUMSAL DÜZENİDİR"

Kişinin bir gecede özlük haklarından olmasına liyakattan uzak torpille işe alımlara değinen Ulubey, şöyle devam etti:

“Yolsuzluk, yoksulluk, çocuklara istismar, kadın cinayetleri, henüz hayatının baharında olan gençlerimizin teröre kurban gitmesi, sınırlarımızda gelişen olaylar geleceğe dair kaygılarımı yükseltmektedir. Düşünen, sorgulayan her vatandaşın ortak kaygısı bu diyebilirim. Bu kadar olumsuz örnek varken, bir haksızlığa uğradığınızda ben ülkemin yargısına güveniyorum, adalet haklıdan yana kararını verecek diyebiliyor musunuz?Bir ülkede adalet intikam alma aracına dönüşmüşse, kişi hak, hukuk, adalet anlayışını sorgular hale gelmişse , başına bir iş geldiğinde ben ülkemin yargısına güvenmiyorum diyorsa, burada hepimizin düşünmesi gerekir.Yargı bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu, yargının konjektüre göre siyasi iktidar ya da iktidarların ideolojisine göre revize edilmeyeceğini siyasetin emrinde bir yargının ülkeyi felakete sürükleyeceğini bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Vatandaşı keyfi uygulamadan koruyan Hukuk devletine vurgu yapmam gerkir. Nedir Hukuk devleti? adaleti sağlayan devlet demektir. Hukuk devletinde keyfi uygulamalara yer yoktur. Adalet; herkese hakkı olanı veren, bireylere hürriyet ve eşitlik sağlayan, insan haklarına saygılı ve insanları mutlu eden erdemdir aynı zamanda. Aristo der ki, adalet devletten önce gelir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.”

Fatma Ulubey, hukuk devleti konusunda Prof. Dr. Ersan Şen'in, ‘Hukuk devleti fikrinin özünde kişinin temel hak ve hürriyetlerinin iktidarın gücüne karşı korunması düşüncesi yatmaktadır, temel hak ve hürriyetleri temel yasa, üstün norm niteliğindeki anayasalarda belirtmek bir değer olmakla birlikte, üstün güce sahip iktidarın buna uymasını beklenmektedir. Devleti yöneten güç olan iktidarın, zaman zaman işine geldiği gibi davranma ihtimaline karşı bir sınırlayıcı yöntemin olması gerekmektedir.

İşte bu ihtimalin önüne geçmek amacıyla hukuk devletinin hâkim olduğu devletlerde, yürütmenin bütün eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olması gerektiği kabul edilen bir husustur. Burada özellikle devletin icraî nitelikte işlerini gören ve yürüten yürütme organının işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğu öncelikli olarak ifade edilmekle birlikte, devlet şeması içerisinde değerlendirilen bütün kurum ve kuruluşların işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olması gerekir.

-"BİZİM EVRENSEL HUKUK FORMLARINDA BULUŞMAMIZ GEREKİR"

Yasama organının, yasaları yaparken, evrensel hukuk ilkelerine uygun, temel hak ve hürriyetleri koruyucu, adaleti gerçekleştirecek kamu düzeni ve kamu vicdanını rencide etmeyen yasal düzenlemelerde bulunması gerekir.’ sözüne vurgu yapmak istediğini belirterek, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Bizim evrensel hukuk normlarında buluşmamız gerekir. Biliyorsunuz evrensel hukuk ilkelerinde; adalet ve kânun önünde eşitlik ilkesi vardır. Masumiyet karinesi, özgürce yaşamanın güvenlik altına alınmadı ilkesi, hukuk devleti ilkesi, kuvvetler ayrılığı ilkesi, adli yargılanma eşitlik ve yargı ilkesi gibi ilkeler vardır.Vatandaşların kendilerini güvencede hissedebilmelerinin bir yolu da yasamanın çıkaracağı yasalarda hukuka, adalete, kamu vicdanına göre hareket etmesidir. Galiba çok yol kat etmemiz gerekecek. Tek çıkış yolu ülkemize demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlenmesidir. Her zaman herkes için her yerde adalet, adalet, adalet diyorum.”

 










Bu yazı toplam 639 defa okunmuştur