Eğitim-Sen Adıyaman Şube Başkanı Abdullah Demir, 2020- 2021 eğitim-öğretim yılı 1. yarıyılında eğitimin durumuna yönelik açıklamada bulundu.
Demir, pandemi koÅŸullarında baÅŸlayan 2020-2021 eÄŸitim öğretim yılının ilk yarısının 22 Ocak Cuma günü sona erdiÄŸini anımsattı. Milli EÄŸitim Bakanlığı'nın (MEB) pandemi sürecinde eÄŸitime yönelik tam anlamıyla hazırlık yapamadığını ileri süren Demir,"2020-2021 eÄŸitim öğretim yılı baÅŸlamadan önce okulların açılma tarihi çok önceden belli olmasına raÄŸmen ne yüz yüze eÄŸitim, ne de uzaktan eÄŸitim uygulamalarına tam anlamıyla hazırlık yapmayan Milli EÄŸitim Bakanlığı (MEB), yaÅŸanan sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kalmıştır. "dedi. "Türkiye'de en az 6 milyon öğrencinin uzaktan eÄŸitim için gerekli imkanı yok" "Pandemi riskine karşı uzaktan eÄŸitime geçilmesi ile kamusal bir hizmet olan ve her çocuÄŸun eÅŸit bir ÅŸekilde faydalanması gereken eÄŸitim hakkına ulaÅŸmak güçleÅŸmiÅŸtir" diyen Demir, açıklamasına şöyle devam etti: "Özellikle düşük gelirli ve yoksul aile çocukları ile mevsimlik tarım işçiliÄŸi yapan çocuklar normal koÅŸullarda bile eÄŸitim olanaklarından yeterince yararlanamazken, uzaktan eÄŸitim ile birlikte her çocuÄŸun ulaÅŸabileceÄŸi bilgisayar, internet gibi teknolojik araçlarının olmaması, çocukların eÄŸitim sisteminden dışlanmalarına yol açmıştır. Türkiye’de bölgeler, iller, ilçeler, mahalleler hatta okullarda ve okul içindeki ÅŸubeler arasında bile eÄŸitime eriÅŸimde hem nitelik hem de nicelik olarak ciddi farklılıklar vardır. Salgın süreci ile birlikte eÄŸitimde var olan eÅŸitsizlikler daha da derinleÅŸmiÅŸtir. Ekonomik Kalkınma ve Ä°ÅŸbirliÄŸi Örgütü’ne (OECD) göre, “Sessiz çalışma yeri olan öğrenciler” listesinde 77 OECD ülkesi arasında 49’uncu sırada yer alan Türkiye’de, bilgisayar sahipliÄŸi oranı da yüzde 44,1’dir. Türkiye, OECD’nin ‘Okul Çalışmaları İçin Bilgisayara EriÅŸim’ isimli 77 ülkelik listesinde 64’üncü olarak ortalamanın çok gerisindedir. Türkiye'de en az 6 milyon öğrencinin uzaktan eÄŸitim için gerekli cihazları, baÅŸta internet eriÅŸimi olmak üzere gerekli imkanlara tam anlamıyla sahip olmadığı görülmüştür. Türkiye’de bir tarafta hem tablete, hem bilgisayara hem de akıllı telefona eriÅŸen öğrenciler, diÄŸer tarafta herhangi bir cihaza sahip olmadığı için akÅŸam babasının ya da annesinin eve gelmesini bekleyen ve onun cep telefonundan internete girmeye çalışan hatta evinde televizyonu olmayan olsa dahi kalabalık hanede yaÅŸadığı için televizyon önceliÄŸi olmayan öğrenciler bulunmaktadır. " "Gerekli hazırlıklar yapılarak en kısa sürede yüz yüze eÄŸitime geçilmelidir" Özel okullardaki öğrenciler salgının başından itibaren uzaktan eÄŸitime eriÅŸimde hiçbir sorun yaÅŸamazken, devlet okullarında uzaktan eÄŸitime eriÅŸim ve teknolojik araç eksiklikleri sorununun bir türlü çözülemediÄŸini savunan Demir, "Yüz yüze eÄŸitimde yaÅŸanan eÅŸitsizlikler uzaktan eÄŸitim süreciyle daha da derinleÅŸmiÅŸ, bütün yük öğrencilerimizin, velilerimizin ve öğretmen arkadaÅŸlarımızın üzerine yıkılmıştır. EÄŸitim-Sen gerekli tüm önlemlerin alınarak, okulların fiziki olarak salgında güvenle kullanılabilir hale getirilerek ve ihtiyaç duyulan personel (saÄŸlık çalışanı, temizlik görevlisi ve öğretmen) atanarak yüz yüze eÄŸitimin baÅŸlaması gerektiÄŸini düşünmektedir. Özellikle okul öncesi ve ilkokul kademesindeki öğrencilere yönelik olarak gerekli hazırlıklar yapılarak en kısa sürede yüz yüze eÄŸitime geçilmelidir."dedi. "MEB’in not verme ısrarı eÄŸitimde eÅŸitsizlikleri derinleÅŸtiriyor" Demir, açıklamasında ÅŸunları kaydetti: "MEB’in karne notu vermek adına yüz yüze sınav yapma denemesinin baÅŸta sendikamız olmak üzere, toplumun tüm kesimlerince tepkiyle karşılanması üzerine bu uygulamadan vazgeçilirken, milyonlarca öğrencinin derse katılamadığını bile bile ‘derse katılım performans notu’ adı altında not verme iÅŸlemi baÅŸlatılmıştır. Sendikamız, not verme iÅŸlemi için yönetmelikte yapılan deÄŸiÅŸikliÄŸin iptali ve not verme iÅŸleminin yürütmesinin durdurulması için dava açmıştır. Bunun üzerine MEB, not verme iÅŸleminde öğrencinin derse katılıp katılmadığına dair öğretmenlerimizden bir belge istenmeyeceÄŸi ve öğrencinin üstün yararı gözetilerek not verilmesi yönünde bir içerikle yazı yayınlamak durumunda kalmıştır. Bütün bu geliÅŸmeler, MEB’in pandemi koÅŸullarında uzaktan eÄŸitime eriÅŸimde yaÅŸanan eÅŸitsizlikleri gidermek yerine birbiriyle çeliÅŸen kararlar alarak hem öğrencilerimizi hem de eÄŸitim emekçilerini maÄŸdur etmiÅŸtir. MEB, eÄŸitimde her ÅŸeyin güllük gülistanlık bir havada olduÄŸuna dair algı yaratarak toplumu buna inandırmaya çalışması, bakanlığın süreci doÄŸru yönetemediÄŸini göstermektedir. " Güvencesiz istihdam, esnek çalışma ve angarya uygulamaları Türkiye’de uzaktan eÄŸitim sürecinin, eÄŸitim ve bilim emekçilerinin emeÄŸi ve yoÄŸun çabası eÅŸliÄŸinde hayata geçirildiÄŸini belirten Demir, "EÄŸitim ve bilim emekçileri, evlerini fiilen okul haline getirmiÅŸ, bilgisayar, internet eriÅŸimi, öğretim materyalleri gibi araçlar bireysel çabalarla saÄŸlanmış veya satın alınmıştır. Yasalarla tanımlanmış sekiz saatlik çalışma süresi öğrencileri ve velileri desteklemek üzere daha uzun saatlere, akÅŸam saatlerine ve hafta sonlarına kadar uzamıştır.Okul çağında çocukları olan eÄŸitim ve bilim emekçileri evde sessiz bir yer bulmak için büyük özverilerde bulunarak çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Bu çabalara karşın, özellikle kadın emekçilerin yoÄŸun ev içi emeÄŸi, eÄŸitim alanının genel görünmezliÄŸi durumunun uzantısı olarak daha da görünmez kılınmıştır. EÄŸitim ve bilim emekçilerinin evdeki emek süreci ve karşılaÅŸtığı güçlükler hakkında bir çalışma yapmayan MEB, bu görünmezlik algısıyla öğretmenlere eÄŸitim ve deneyimlerinin dışında kalan iÅŸler vermek gibi uygulamalara giriÅŸmiÅŸtir. Öğretmenlerimiz hafta içi uzaktan eÄŸitim derslerini gündüz saatlerinde iÅŸlemekle birlikte, bir yandan saat 18.00’den sonra ve cumartesi günleri uzaktan eÄŸitim dersleri için yoÄŸun hazırlık ve ders uygulaması yapmak zorunda kalmıştır."diye ifade etti. Demir, kamuda evden çalışma, dönüşümlü çalışma, uzaktan çalışma vb gibi uygulamaların baÅŸlaması, eÄŸitim ve bilim emekçileri açısından önemli tehditleri de beraberinde getirdiÄŸini kaydetti. "Öğretmenlerin filyasyon ekiplerinde görevlendirilmesine tepki üzerine iptal edildi" Bazı illerde pandemi gerekçesiyle öğretmenlerin ‘geçici görevlendirme’ ile zaman zaman polis kontrol noktalarında ateÅŸ ölçmek ya da kalabalık yerlerde bilgilendirme broşürleri dağıtmak için görevlendirildiÄŸine dikkat çeken Demir, "Farklı illerde, öğretmenlerin filyasyon ekiplerinde ya da çaÄŸrı merkezlerinde çalışmak için görevlendirildiÄŸi görülmüştür. Bu tür uygulamaların çoÄŸu sendikamızın ve kamuoyunun tepkisi üzerine iptal edilmiÅŸtir."dedi. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması Demir, devlet okulları sorunlarla boÄŸuÅŸurken, 2020-2021 eÄŸitim öğretim yılında kamu kaynaklarından özel okullara yapılacak teÅŸviklerin açıklandığına yönelik ÅŸu bilgileri verdi: "Buna göre; ilkokul 3 ve 4.sınıf öğrencileri için öğrenci başına 4 bin 165 TL, ortaokul 7. ve 8. sınıf öğrencileri için öğrenci başına 4 bin 849 TL, ortaöğretim 10., 11., ve 12. sınıf öğrencileri için öğrenci başına 4 bin 849 TL ödeme doÄŸrudan kamu kaynakları üzerinden yapılacaktır. EÄŸitim-Sen olarak yetkilileri sesleniyoruz. Kaynak aktarılacak bir yer varsa o da devlet okullarına olmalıdır." Yüz yüze eÄŸitim ve aşı "MEB, baÅŸlayan aşı sürecinde öğrencilerin, velilerin ve eÄŸitim emekçilerinin taleplerini duymamazlıktan gelmeye devam etmektedir. Milli EÄŸitim Bakanı Ziya Selçuk “Ä°kinci yarıyılda yüz yüze eÄŸitimi baÅŸlatma yönünde ilkesel bir yaklaşıma sahibiz” açıklaması yaparken bile eÄŸitim bileÅŸenlerinin görüşlerine baÅŸvurulmamış, demokratik katılım mekanizmaları iÅŸletilmemiÅŸtir. Bu durum, eÄŸitim öğretim yılının ikinci döneminde de biriyle çeliÅŸen kararlar alınarak, eÄŸitimin içinden çıkılmaz bir hale sokulacağının ve öğrencilerimizin geleceÄŸi ile oynanacağının göstergesidir. EÄŸitim sisteminde yaÅŸanan sorunlar, elbette ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaÅŸanan geliÅŸmelerden ayrı ve bağımsız deÄŸildir. Her geçen gün daha fazla piyasa iliÅŸkileri içine çekilen, okulöncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliÄŸin deÄŸil, milliyetçiliÄŸin, ayrımcılıkların ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eÄŸitim sisteminde eÄŸitim ve bilim emekçileri olarak kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eÄŸitim hakkı için mücadelemizi kesintisiz olarak sürdüreceÄŸimizi belirtmek istiyoruz."
Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin derslerin niteliğini artırmak için bilgisayar, tablet, internet vb. alarak yeni harcamalar yapmak zorunda bırakılmış ve artan internet ve telefon faturaları nedeniyle giderlerde önemli artışlar yaşanmıştır. İnternet, bilgisayar ve tablet desteği görmeyen öğretmenlerimiz, uzaktan eğitim sürecinde ek ders ücretlerinin ödenmesi sürecinde de çeşitli mağduriyetlerle karşı karşıya bırakılmıştır.
Demir, başlatılan aşı çalışmasında sıranın ne zaman öğrencilere ve eğitim emekçilerine geleceğinin belirsizliğini değinerek, açıklamasını şöyle tamamladı:
2020-2021 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde yüz yüze eğitimi başlatmayı düşünenler, demokratik katılım mekanizmaları oluşturmalıdır. Eğitim emekçilerinin aşı takvimindeki yeri gözden geçirilerek bir an önce kamuoyuna açıklama yapılmalı ve yeni döneme başlanmadan eğitim emekçilerine yönelik aşılama çalışmalarına başlanmalıdır.